ALİ KUTBAY
ali kutbay
ali_kutbay@mynet.com
Karşıyaka'da Karşılaşma
Kendinizden bana bir haber verin
İçinizde köyümden eser kaldı mı?
Köyümde özgürce koşup dolaşan
İçinizde yaramaz çocuk kaldı mı?
Köyümden bana bir haber verin
Ucsuz bucaksız tepelerinden
Çiğdem çiçek toplayıp
Kapı kapı gezen çocuk kaldı mı?
Çiğdemleri özenle bir dala dize
Çiğdem çiğdem çiçeği diye maniler dizen
Büyük küçük eli öpüp tüm köyü gezen
Bulgurdan yağdan toplayan çocuk kaldı mı?
Çocukları evinde misafir eden
Onlara helvalar pilavlar pişiren
Misafirlere hertürlü hürmeti sunan
Dilinde dua gönlünde sevgi olan anne kaldı mı?
Ali pınarı ulupınarda sıra söğütte
Bulduğu her kuyuda her gölette
Malı davarı Allah'a emanet edipte
Korkusuzca yüzen çocuk kaldı mı?
Deve tabanı efelek yemlik
Azığına bunları katık edip
Kurda çakala efelik edip
Gururla köye dönen çocuk kaldı mı?
Binbir sevinçle şehre gidende
Köy otobüsünde yada bir traktörde
Yanından geçen treni görüpte
Birgün bende bineceğim diyen çocuk kaldı mı?
Şehrin güzelliğini görüp şaşıpta
Çarşı pazar panayırı birbir gezipte
Benim köyüm niye böyle değil deyipte
Boncuk boncuk yaş döken çocuk kaldı mı?
Ne çabuk büyüdünüz de şehre kaçtınız
Çocukluğunuzu köyde yalnız bıraktınız
Anmadınız adını belki unuttunuz
Çocukluğunu hatırlayan büyük kaldı mı?
İçinizdeki çocuk köyde hapiste
Kimi tarlada tapanda binbir güç işte
Kimi okulda derste kimi teneffüste
Onları azad edecek sizde yürek kaldı mı?
Bugün hala köy meydanında
Sizleri bekleyen binbir umutla
O boynu bükük çocukluğunu görüpte
Boynuna sarılıp ağlayan büyük kaldı mı?
Orda bir çocuk var gittiğinizde sizde uğrayın
Tarife gerek yok evi okula yakın
Çağırın yanınıza onunla oyun oynayın
Tüm bunları yapacak eskimeyen dostluk kaldı mı?
Ali Kutbay
2006
Termik Tm / Mersin
içindeki çocuğu öldürmeyenlere sevgilerimle
KAVGAM(EKMEĞE DAİR)
NİCE DOSTLUKLAR YAŞADIM YAŞADIM KARŞILIKSIZINI SEVGİLERİN
BÖLERKEN ORTA YERİNDEN O CANIM SICAK EKMEĞİ
TÜTERKEN BURNUMDA BUĞDAY KOKUSU GÖRDÜM
TARLADA HARMANDA İNSANIN TOPRAĞA HÜKMÜNÜ DÜŞÜNÜRKEN
BU SEVDAYI BU EMEĞİ DÜŞÜNÜRKEN
MAHSULÜ VERİMİ BİR AĞAÇ GÖLGESİNDE;
SU BAŞINDA PAYLAŞMAYI ÖĞRENDİM
SICAK BİR YEMEĞİ NİCE ELLER GÖRDÜM ÇATLAMIŞ NİCE ELLER GÖRDÜM
ÖMRÜNDE NE MERHEM NE KREM GÖRMÜŞ
HABİRE KURUMUŞ YIRTILMIŞ KANAMIŞ ELLER GÖRDÜM
NASIRLI ELLER PERİŞAN HALDE VE NİCE ELLER Kİ
ÜRETTİĞİ HALDE BULUPTA BÖLEMİYOR BİR EKMEĞİ ELLER GÖRDÜM
KABA HOYRAT ELLER GÖRDÜM YAĞLI,
KANLI KOCAMAN VE LEŞ KARGALARI GİBİ BÖLERKEN
PARÇALARKEN BİN EKMEĞİ NİCE DOSTLUKLAR YAŞADIM
ANILASI VE NİCE DOSTLUKLAR GERİDE KALDI
TA BAŞTAN DÖNÜPTE YAŞANILASI
DÖNÜPTE TA BAŞTAN ELELE OMUZ OMUZA
BİR EKMEK İÇİN SAVAŞILASI
10/07/1998 01:32 - 17.11.1998 16-24 TERMİK TM
Sürgün Sürgünlere sürülmüşüm
Kovulmuşum,
sövülmüşüm
Zindanlar karası hayatlar yaşamışım
Zindanlar karası sevdalanmışım
Günlerce gözlerim bağlı
Yol bulmaya çalışmışım
El sürememişim duvarlara ellerim bağlı
Yetmemiş kelepçeler göz bağları
Sürülmüşüm,
Sövülmüşüm
Sevdalarım dışarda,
Ben içerde
Karasevdalar yanımda
Zindan karası hücremde
Sevdalarım ay ışığı gökyüzünde
Umutlarım yıldız misali
Yeni umutlar yeni sevdalar sürgün vermiş yüreğimde
Sürgünlerim çiçeğe durmuş
Sürgün memleketinde sılaya hasret dolmuşum
Bir ben mi fazla geldim
Yoksa sevdalarım mı?
Ey sıla!
Ey memleket
Sürgününe sahip çık
Çiçeklerime hoyrat el değmekte
Sesim kesilmiş
Soluğum çıkmaz buralarda
Ey gurbet! Seni garabet şey
Suyun berbat, havan bayat
Bayat hayatlar yaşamakta
Ölü yüzlü insanlar sokaklarda
Sevdaların bayat
Ey gurbet
Ey garabet şey
Bırak yakamı
Bırak ta yaşayayım hayatımı.......
25/02/2002 22:28 Termik TM
Sınav
Arkadaşlar dertleşiyor
Zaman yetmedi diyor biri
Yüzseksen soruya hiç
Verilirmiymiş üç saat
Her soru bir dakkaymış
Cevap bulamazlarmış soruya bu süre azmış
Yakındılar, yakındılar
Bana o kadar uzaktılar
Bir dakka az zamanmı
Altmış kere tik tak eder
Bir dakka atar saat
Sen yavaşsan zamana ne
Bir dakkada bin kişi doğar
Bir dakkada bin kişi ölür
Aslında bir dakkalık sınavdır ömür